Sandıklı’da İki Evin Düşündürdükleri / Mimar Ahmet Yılmaz

(Arkitekt Dergisi 1979_3_Sayı 375_sayfa 95_96)

Mi’mar Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Ahmet Yılmaz’ın makalesi sizlerle…

Canım sıkıldıkça ülkenin mimarlık hafızası gibi gördüğüm Arkitekt Dergisi’ni karıştırırım. Yine evdeki dergilerden 375 nolu sayıyı karıştırırken Sayfa 95-96 daki Tamer Özkan’ a ait  “Sandıklı’da İki Ev” başlıklı yazıya ve iki evin çizimlerine gözüm takıldı. Evleri inceledikçe zihnimde ucu açık sorularla birlikte, yapılara olan sevgim ve yapanlara duyduğum saygı artarak devam etti… Daha da fazla inceleme ihtiyacı duydum. Aslında sadece çizim ve çizim üzerindeki yazıları okumaya çalışarak zihnimde beliren düşünceleri yazmak istedim. Makale metnini yazıyı tamamlayana kadar okumamayı tercih ettim.

Plan kurgusu; planları çözümledikçe mimari mekan zenginliği beni hayrete düşürdü. Her iki evin de işlev şeması neredeyse aynı idi. Zemin katta evin mevsimlik-kışlık- ihtiyaçları ile hayvanların gündelik işlik işlevleri yer almakta idi. Zemin işliği hem insanlara hem de hayvanların ihtiyaçlarına cevap verecek daha kaba işlerin yapıldığı bir işlikti. Zemin kattaki su ve yalak Hayvanların yemlerini hazırlamak için gerekli su ihtiyacının yanında aynı zamanda mahsülün ön işlemesi için de gerekli idi. Yani Sütün işlenmesi sırasında suya ihtiyaç duyulduğu gibi büyük kapların yıkanması için de su gerekli idi. Soğuk kış aylarında bazen yemler sıcak suyla karıştırılır ve hayvanlara verilirdi. Bunun için ocağa ihtiyaç duyulurdu. Zemin taşlığında konumlanmış su, ocak ve depolama alanı, yazın evin kışlık hazırlığı için salça vs. gibi sebze ve meyvelerin kaynatılması, iri kazan ve leğenlerin yıkanması ve depolanması içinde kullanılan çok işlevli bir mekan olarak kullanılmaktaydı.

Şehir hayatında bahçesi olmayan bir evde bu işlemler için evin zemin katındaki taşlığın kullanıldığı anlaşılmaktadır.

Şekil 1 Başefendi Evi,  Arkitekt Dergisi’nde yayınlanan ve Tamer Özkan’a ait orijinal çizimler üzeri renklendirme yapılmıştır. Evin bulunduğu sokak fotoğrafı, dergi sayfasından alınmıştır.

Şekil 2  Başefendi Evi,  Arkitekt Dergisi’nde yayınlanan ve Tamer Özkan’a ait orijinal çizimler üzeri renklendirme yapılmıştır.

Şekil 3 Sabri Bey Evi,  Arkitekt Dergisi’nde yayınlanan ve Tamer Özkan’a ait orijinal çizimler üzeri renklendirme yapılmıştır.

Zeminde ayrıca basık ahır ve samanlık bulunmaktadır. Basık olmalı çünkü birkaç hayvanı olan ahırın, hayvanların kendi sıcaklığı ile ısıtılabilmesi gerekir. Zeminde bazen tüm gün iş elbisesi ile vakit geçirilebilir. Kışın hayvanlar doğurur, yem verilir. Yazın iş yaparken iş elbisesi giyilir ve su yalağı ve tuvalet gerekir. Çünkü her daim iş elbisesi ile üst katlara çıkılmaz.

Ara kata çıktığımızda yine bir fırın veya ocak bulunur. Ara katta bir oda ahır ve girişe açılan bir sofa ve galeri bulunur. Galerinin varlığı gerçekten müthiş bir zenginlik oluşturmaktadır. Galeri basık olan ara kat ve zemin katın hacimsel basıklığı etkisini ortadan kaldırır.

Ara kat ve zemin kat aslında evin zaruri ihtiyaçlarını karşılayan, evin küçültülmüş halidir. Alçak Ara kat kullanımında, kışın hayvanların sıcağından faydalanılır. Galeri fonksiyonel bir katalizör olma özelliği göstermektedir. Şöyle ki hayvanların barındığı zemin kat ile insanların barındığı ara katı yaşamını sürdürdüğü kontrollü bir bütün haline getirir. Alçak Ara kat kullanımında, kışın hayvanların sıcağından faydalanılır. Hayvanların 24 saat izlenmesini ve işitsel iletişimini sağlar. Çünkü doğum ve hastalık halinde gece de kontrol edilmesi gereken hayvanlar, evin yiyecek ve içecek ihtiyacı için hayati öneme sahiptir. Aslında hayvanlar bu yönü ile ailenin bir ferdi niteliği taşır.

En üst kat artık şehirle, tabiatla ve dışarıdaki sokak hayatıyla görsel ilişki kurulan bir kattır. Misafirlerin konakladığı baş odanın manzaraya göre konumlandığı bir kattır.

Her odasında gusülhanesi ve dolapları ile alt katlardan arındırılmış mekanları barındırır.

Merdivenler; merdivenler bize okulda anlatıldığı gibi o kadar da önemli bir mimari eleman değildir –izdüşüm sürekliliği zorunlu değil- böylece mekan organizasyonunda önemli bir rol almazlarken, mekanlar arasındaki akışa uygun konumlandırılarak sirkülasyonun düşeyde değil, yatayda hareket etkisi kazandırmaktadır.

Merdiven katlardaki mekan organizasyonuna ve alt katların organizasyonlarına göre en uygun yere yerleştirilir.

Katların işlevleri farklı olduğuna göre mekan kurgusu da farklıdır. Dolayısı ile merdivenin sürekliliği – düşeyde değil yatayda- mekanı en az zedeleyecek yerde bulunmaktadır.

Son sözler;

  • Bu kadar rafine plan şeması nasıl oluşturulmuştur?
  • Planlamaya nereden başlanmıştır?
  • Yukardan aşağıya mı?
  • Aşağıdan yukarıya mı ?

Öyle zannediyorum ki, bu yapılar ne sadece aşağıdan başlanarak, ne de yukarıdan başlanarak planlanmış. Aslında hem zeminden, hem yukardan başlanarak planlanmış ve ortada buluşulmuş. Böyle olunca merdiven çözümü bana daha anlamlı geliyor. Bütün çözümlemelerimizin konuyu daha da karmaşık hale getirdiğinin farkında olarak, benzerlerine çokça rastladığımız örneklerdeki evlerin plan ve mekan organizasyonunu bu kadar verimli ve rafine hale getiren tecrübenin  yüksek mimari mekan olgusuna nasıl sahip olabilmişler?… bunun için sadece KATILIM yeterli midir ?

Şekil 4 Başefendi Evi,  Arkitekt Dergisi’nde yayınlanan ve Tamer Özkan’a ait orijinal çizimlerdeki metinlerin çözümlemesi.

Şekil 5  Sabri Bey Evi,  Arkitekt Dergisi’nde yayınlanan ve Tamer Özkan’a ait orijinal çizimlerdeki metinlerin çözümlemesi.

Şekil 6  Arkitekt Dergisi Sayı: 1979-03(375)- 95, orijinal sayfası.

Şekil 7 Arkitekt Dergisi Sayı: 1979-03(375)- 96, orijinal sayfası.

Yazar : Ahmet YılmazMi’mar Mimarlık

 

[st_tag_cloud]