BİR MİMAR, BİR ÜSLÛP
Louis Kahn
“Modernistler çağın ruhuyla çelişmeyi kabul etmediler. Onun dışında kalanlarsa, ya bu çelişkiye razı oldular, ya da çağın ruhu savının geçerliliğini sorguladılar. Louis I. Kahn ise bu ikisinin arakesitinde bir bölgede konumlanıyor. O bir tarihselci olamayacak kadar modernist ve bir modernist olamayacak kadar tarihselci gözüküyor.’
“Bütün varoluşların kaynağı olan ışık maddenin yaratıcısıdır diyebilirsiniz; madde doğal olarak gölge düşürür ve gölge de ışığa aittir.”
Louis Kahn
Yazar : Ayşegül Erol, Meliha Nur Özönder
Mimari Hafıza Dergisi Sayı : 1 ‘den alınmıştır.
Louis Kahn 20 Şubat 1901’de Estonya’da dünyaya geldi. Yahudi bir ailede doğan Kahn’ın babası asker ve camaltı resim sanatçısı, annesi arp müzisyeniydi. Doğal olarak Kahn, resim ve müzikle dolu bir ortama gözlerini açtı.
1920 yılında beaux-arts geleneği ile eğitim veren Pensilvanya Üniversitesi, Güzel Sanatlar Okulu’na tam burslu olarak başladı. Okulun mimarlık programının kökleri klasisizme dayanmakta, bölüm başkanı ise beauxarts geleneğinden gelmekteydi. Bu ortamda yoğrulan Kahn, 1924 yılında üstün başarı derecesiyle mezun oldu.
1928 yılında yaşamı boyunca onu etkileyecek iki geziden ilki olan Avrupa gezisine çıktı ve bu gezide birçok eskiz ve çizim yaptı.Mayıs 1929’da Philadelphia’ya dönerek okuldaki bölüm başkanı ve hocası Paul Cret’in yanında çalışmaya başladı.
1932 yılında yaklaşık 30 mimardan oluşan Mimarlık Araştırmaları Grubu ile Pensilvanya’da kentsel konut projeleri ve konutların iyileştirilmeleri üzerine çalışmalar yürüttü. 1935 yılında çalışmalarını evinde kurduğu mimarlık ofisinden yürütmeye başladı.
1944 yılında ilk kuramsal metni olan “Monumentality” (Anıtsallık) yayımlandı. 1949 yılında Yale Üniversitesi mimarlık stüdyolarına girmeye başladı. 1950 yılında Roma Amerikan Akademisi’nin “Konuk Mimar Programı” ile üç aylığına Roma’ya gitti ve bu geziyle harabelere ve ışığa olan ilgisi arttı.
Yale Üniversitesi’ndeki görevinden 1955 yılında ayrıldı ve yaşamının sonuna kadar Pensilvanya Üniversitesi Güzel Sanatlar Okulu’nda eğitim verdi. 17 Mart 1974’te Pensilvanya İstasyonu’nda hayata gözlerini yumdu.
Kahn, 20. yüzyılda ABD’nin en ünlü mimarlarından biriydi. İçinde yaşadığı modernist dönemin tabularına meydan okuyarak antik ören yerleri, Rönesans ve temel geometriden esinlendi. Ana akım mimarlığı zenginleştirerek, modern teknikleri eski anıtların ağırbaşlı vâkarıyla birleştirdi.
Kahn Beaux Arts ekolünde eğitim aldı. Bu yaklaşımın temel ilkeleri; Düzen, Simetri, Çapraz Eksenli Denge, Geometrik Kütle idi.
Kahn’ın mimarlığa yaklaşımı duygusal, hatta sezgiseldir. ‘Bir yapıya gerek varsa oluşacaktır.’ düşüncesindedir. Benzer bir biçimde mekanların, doluluk ve boşlukların yapı öğe ve gereçlerinin de sanki kendi istemleri varmış gibi işlevlerine uygun biçimler alacağını söyler.
Onun için mimarlık bir mekan sanatıdır. Bu, nasıl yapıldığı açıkça belli olan bir mekândır, oluşturulmasında strüktür gibi mekân belirleyici öğelerin anlatımı ışıkla uyuşmalı, onunla güçlendirilmelidir.
Üniteryen Kilisesi’ nin tasarımındaki ilk eskizleri için Kahn şunu not ediyor: “Kilisenin form çözümü olabilecek, ama öneri tasarım anlamına gelmeyen bir diyagram oluşturdum. İçine soru işareti koyduğum kare bir merkez oluşturdum. O bölgenin tapınak alanı olmasını düşündüm. Gezinti alanının okulu çevreleyen bir dış çembere ait olan bir koridor çizdim. Soru işaretini oluşturan okul, aynı zamanda soru işaretini oluşturan bir duvar oldu. Bu kilisenin tasarımı değil, form ifadesiydi.”