İeoh Ming Pei
ve Eserleri Üzerine
Çin asıllı Amerikalı mimar Ieoh Ming Pei, 20. yüzyılın önemli mimarlarından biridir. Geç modernizmin öncüleri arasında ismine sıklıkla rastladığımız bir mimardır. 102 yaşında vefat eden, uzun sayılabilecek bir ömre sahip olmuş Pei, önemli birçok esere imza atmıştır. Ortaya koyduğu eserler, program ve işlev anlamında da çeşitlilik arz etmektedir. Mimarlık hayatı boyunca kamusal yapılar, ticari yapılar, hükümet yapıları, kültürel yapılar gibi alanlarda çalışmaları olmuştur.
Ieoh Ming Pei, 26 Nisan 1917’de Çin’in Suzhou kentinde dünyaya gelmiştir. 17 yaşına geldiğinde mimarlık eğitimi almak amacıyla ABD’ye gitmiştir. Burada Pennsylvania Üniversitesi’nde mimarlığa başlamış ancak aldığı eğitimden tatmin olmayarak Massachusetts Institute of Technology’ de (MIT) mühendislik programına geçiş yapmıştır. Mimarlık okulunun dekanı Pei’nin tasarım konusundaki yeteneklerini keşfetmiş ve Pei’ye mimarlığa geri dönmesi hakkında tavsiyelerde bulunmuştur. Pei, bu ısrarlar karşısında ikna olmuş ve MIT’de mimarlığa kaldığı yerden devam etme kararı almıştır. Sonrasında 1946 yılında Harvard’s Graduate School of Design’da yüksek lisans eğitimini almış ve 1948 yılına kadar Harvard’da ders vermiştir.
Mezuniyetinden sonra mimarlık pratiğine çeşitli firmalarda projeler üreterek devam etmiştir. 1955 yılında ise Henry N Cobb ve Eason H Leonard ile birlikte kendi şirketini kurmuştur. I.M. Pei, 1983 yılında ABD Ulusal Sanat Galerisi eseriyle Pritzker Mimarlık Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır.
Ieoh Ming Pei, çocukluğunu bahçeli bir evde geçirmiş ve bundan sebeptir ki projelerinde doğayı ve insanı odakta tutmayı
Resim 2: Amerikan Ulusal Sanat Galerisi Doğu Binası, Washington DC, ABD, 1978.
önemsemiştir. Özellikle müze yapılarında Pei’nin doğayla iç içe olduğu görülmektedir. Topoğrafyanın ve doğanın referanslarını kullanarak ortaya koyduğu eserlerinden biri Japonya’nın Shiga kasabasında, tamamen yeşille çevrili bir alanda inşa edilmiş olan Miho Müzesi’dir. Pei, ziyaretçileri müzeye ulaştırmadan önce çeşitli keşif yolları ve köprüler organize etmiştir. Müze binası ise, doğaya daha az müdahale edebilmek amacıyla dağ yamacına gömülü olarak inşa edilmiş ve bazı noktalarda yapının çatısına da yeşil dahil edilerek yeşil geçitler oluşturulmuştur. Böylesine doğal güzelliğe sahip bir yerde yapı yapıp da manzarayı yapıya dahil etmemek mümkün olmasa gerek. Pei de bu potansiyeli kullanmış ve şunları söylemiştir: “Uzak geçmişte Japonya’nın mimarları, binalarını çevreleriyle ve çevredeki manzara ile uyumlu hale getirmek için çabaladılar. Elbette taklitçi olmak istemiyorum ama Japon halkının düşüncelerine, kültürlerine ve geleneklerine saygı duymak istiyorum. “. Ayrıca, yapıda doğal ışıkla insanları buluşturmaya özen göstermiş ve ışığın mimarideki önemini vurgulamak adına şu sözleri sarfetmiştir: “Işığın mimarinin anahtarı olduğunu söylemek abartı olmaz.“
Şekil 3: Miho Müzesi, Japonya, 1996.
Şekil 4: Miho Müzesi iç mekan
Çoğumuz ise onu Fransa’daki Louvre Piramidi ile tanıyoruz. Cam ve çelikten oluşan bu piramidal geometrik forma sahip yapı, yapıldığı dönemde pek çok eleştirilere maruz kalmış hatta Pei, “Louvre’dan sonra hiçbir projenin çok zor olmayacağını düşündüm.” diyerek “Paris sokaklarında pek çok öfkeli bakışlar aldım.” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur. Ancak sonradan eserin değeri anlaşılmış ve Paris’in simgesel yapılarından biri haline gelmiştir. Aynı zamanda Pei’nin mimari anlayışını en iyi yansıtan örneklerden biridir. Geç modernist anlayışın genel özelliklerinden biri olan; strüktürü, biçimi zenginleştirmek adına formla bir bütün olarak ele alma durumu Louvre piramidinde de karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca anıtsallık da bu dönemin önemli özelliklerinden biri sayılabilir. Mimar, tıpkı Louvre Piramidi’nde olduğu gibi diğer eserlerinde de temel geometrik formları kullanmayı tercih etmiştir. Bu durumun da eserlerinin anıtsal görünümüne katkı sağladığını söylemek olanaklıdır. Dışarıdan bakıldığında bir Pei eserini ayırt etmek zor değildir. Anıtsallığının yanında yalınlık ve sadeliğin de Pei’nin eserlerinde yer bulduğunu söylemek yerinde olacaktır. Beton, cam ve çeliği yapılarında sıklıkla kullanmış ve malzemenin doğasına uygun tasarımlar yapmıştır.
Resim 5: Louvre Piramiti, Paris, Fransa, 1989.
Pei’nin mimarlık mottosu hiç şüphesiz “Gezen daha çok bilir.” dir. Mimarlıkta gezip görmeyi ve yerinde analizler yapmanın önemini her fırsatta dile getirmiştir. Yeri fiziksel ve duyusal olarak hissetmek.. Projelerini yaparken de buna son derece önem vermiştir. Louvre müzesi piramidini yapmadan önce müzeyi 2 yıl boyunca sıradan bir ziyaretçi gibi gözlemlemiş, yeri hissetmiş, kültürü tanımış ve alanı deneyimlemiştir. Aynı zamanda Islamic Museum of Art (İslam Sanat Müzesi)’ ı yapmadan önce de birçok İslam ülkesine giderek yerinde gözlemlerde bulunmuştur. Onu bu başarıya götüren en önemli etmenlerden birinin ‘gezmek ve yerinde gözlem yapmak’ olduğunu söylemek yerinde olacaktır.
Resim 6: İslam Sanat Müzesi, Doha Katar, 2008.
Ieoh Ming Pei’nin geometrik formalara olan tutkusu aldığı mimarlık eğitiminden olsa gerek.. Kendisi Bauhaus ekolü ile yetişmiş, Ludwing Mies Van Der Rohe’den eğitim almış, aynı zamanda Walter Gropius, Marcel Breuer gibi önemli isimler ile çalışma fırsatı bulmuştur. Geometrinin salt formlarını kullanırken insanı merkeze almaya özen göstermiş, aynı zamanda gelenek ve yerel değerlere karşı da son derece duyarlı davranmıştır. Pei’nin gelenek ve modernizmin izlerini taşıyan en önemli eserlerinden biri belki de Suzhou Müzesi’dir. Mimar, doğup büyüdüğü bu coğrafyayı yakınen tanımaktadır ve özümsemiştir ki tasarımında da bunu ortaya koymuştur. Pei, Suzhou Müzesi’nde geleneksel mimariyi çağdaş bir bağlamda ele almıştır. Yapı, Suzhou kentinin tarihi bir mahallesinde yer almaktadır ve mütevazı formuyla bulunduğu tarihi çevreye dahil olmuştur. Aynı zamanda yerel malzemenin kullanımı da buradaki önemli hususlardandır. Bölgenin mimari kimliğini oluşturan koyu gri renkli kiremit çatılar, beyaz sıvalı duvarlar Pei’nin müzesinde çağdaş bir şekilde yeniden ele alınmıştır. Ayrıca yapının avlusu ve avluda yer alan su elemanının yapıyla kurduğu ilişki de müzeyi ziyaret edenlerin farklı perspektifler yakalamalarına katkı sağlamaktadır.
Resim 7: Suzhou Müzesi,2006
Resim 8: Suzhou Müzesi avlusu
Suzhou Müzesi’nde de gördüğümüz gibi Pei’nin ‘gezip görme’ ye verdiği önemin temel sebebi yerel değerleri kavrayabilmek gibi görünüyor. Bağlamla bütünleşen yapılar Pei’nin kendini tekrar etmeden her defasında yeni ürünler ortaya koymasına yardımcı olmuştur demek de mümkün görünüyor.
I. M. Pei, ömrü boyunca üretmeye devam etmiş, 16 Mayıs 2019 tarihinde 102 yaşında vefat etmiştir. Günümüze yakın dönemlerde de eserler ortaya koymuş olan Pei’yi anlamanın, geçmiş ve şimdi ile nasıl bağ kuracağımız noktasında bizlere önemli katkıları olacağı fikrindeyim..
Yazan : Beyza Demircan // Gazi Üniversitesi // Mimarlık Bölümü, 3. Sınıf Öğrencisi
Kaynakça:
http://mimdap.org/2019/07/ieoh-ming-pei/
https://www.pcf-p.com/about/i-m-pei/
https://copro.com.ar/I._M._Pei_(seccion_de_vida_Personal).html
https://mimarobot.com/forum/wiki/i-m-pei/
https://redshift.autodesk.com.tr/i-m-pei-mimar/
http://structpedia.com/ieoh-ming-pei/
https://www.britannica.com/biography/I-M-Pei
https://www.famous-architects.org/i-m-pei/
https://www.mimarlarneder.com/single-post/2017/03/28/Ieoh-Ming-Pei
https://www.arkitera.com/haber/i-m-pei-vefat-etti/
https://static.dezeen.com/uploads/2008/12/mia-5.jpg
https://www.dezeen.com/2008/12/02/museum-of-islamic-art-by-im-pei/
https://www.abitare.it/en/news-en/2017/04/26/pei-centennial-birthday/
https://www.mimarizm.com/haberler/gundem/i-m-pei-in-10-onemli-yapisi_130180
https://architizer.com/projects/suzhou-museum/
https://www.archdaily.com/894202/ad-classics-suzhou-museum-im-pei-plus-pei-partnership-architects
http://www.miho.or.jp/en/intro/history/
http://www.miho.or.jp/en/architecture/approach/
https://www.archdaily.com/639108/miho-museum-i-m-pei?ad_medium=office_landing&ad_name=article
http://www.miho.or.jp/en/architecture/architect/
http://www.miho.or.jp/wp-content/uploads/2017/04/approach_intro_pc.jpg